ANLATAMAMAK
Sözcüklerin arkasına sığ ınmak ne kadar da zor. Kaç gündür seni anlatıyorum ama seni tasvir edemiyorum bile. Evet, saçlardan, gözlerden, dudaklardan bahsediyorum ama senin saçların, gözlerin, dudakların öyle değil ki. Korkuyorum açık açık seni anlatmaya, başkalarının seni bilmesine, bu satırlar senin için demeye, seni seviyorum diye haykırmaya. Hâlbuki sevmek kötü mü ki? Yaşın ilerledikçe aşkın kaybolduğu tamamen yalan. Aşık oluyorsun, seviyorsun, belki yirmili yaşlardakinden çok daha fazla tutku içerisindesin. Ancak aradaki tek fark maalesef biraz mantıklı düşünmeye çalışıyor olmak, etraftakiler ne der korkusuyla yaşamak, dizginleri koy verememek. Şu anda yaşama heyecanımın seni bir kez daha görebilmek ihtimali olduğunu söyleyebilmeyi, içimin, aşkı keşfetmeye başlamış ilkokul çocuğunun, dansa davet oyununda sıra kızların ayağına gitmeye geldiğinde ismini bilmediği bir duygu ile sürekli ona gitmesi, kızlar erkeklerin ayağına giderken sıra o kıza geldiğinde kendisine gelmesini bekl...