ÇAY ve HAYAL
İnce belli çay bardakları var yani hani, bugün ona 4 şeker attım. Eskiden de böyle yapardım hatırlar mısın? İçkim yok, sigaram yok, karıya kıza düşkünlüğüm yok, bir kötü alışkanlığım bu olsun, bir keyfim bu var deyip çaydan ziyade şerbete benzeyen sıvıyı içerdim. Önemli olan çay içmek mi yoksa keyif veren bir sıvı içmek mi? Bugün aklıma geldin yine. Göğün, kendisiyle özdeşleşmiş mandalina rengine döndüğü bir akşam Bodrum Kalesi’nin kenarından sahil boyunca bana yürüyüşünü anımsadım. Hafif rüzgâr, ruhun ve ruhum gibi savrulmaya çok meraklı dalgalı saçlarını nasıl da uçuşturuyordu. Yüzünde toparlanıyordu bazen saçların, sen de, sağ elime tam oturan sol elinle saçlarını arka tarafa götürmeye çalışıyordun. Gayri ihtiyarı sol kaşının şakağına yakın kısmına hafifçe dokunduruyordun. Dudaklarım oraya ilk defa dokunduğunda, ağladığını anımsıyor musun? Hatırlıyor ve oraya her dokunduğunda o ilk günkü heyecanı yaşıyordun sen de, kim bilir? Bir yandan saçlarınla boğuşurken, ...