RAKI
Meyhanedeki 8 kişilik masanın duvar tarafında olan sandalyeye yerleştim. Sırtımı sandalyenin arkasına değil de duvardaki ahşap döşemeye verecek şekilde yan oturdum, sağ kolumu sandalyenin arka tarafına attığım sırada siyah bıyıklı, bariz şekilde topallayan kısa boylu, hafif çakır keyif garson geldi. Bir duble rakı, beyaz peynir ve kavun söyledim. Midemin boş olduğunu biliyordum ve boş mideye sek rakının boğazımdan inişi, midemde oluşturduğu hafif yanma, gözlerimi sulandırması hayatta en keyif aldığım anlar olduğu için mezeleri beklemeden duble çizgisinin az üstüne kadar doldurulmuş rakıdan büyük bir yudum aldım. Tam da az önce tarif ettiklerimi tekrar yaşadım. Altılı ganyanın son ayağı başlamak üzereyken diğer televizyonda Trabzonspor deplasmanda yabancı bir takıma karşı ikinci golü yemişti. Tabi ki her iki ekranda da ses olmadığından dolayı bunu tam da karşı tarafımda oturan yaşlı amcanın hayıflanmasıyla fark edebildim. Sık beyaz bıyıklı ve seyrek beyaz saçlı adam, yatay ...