HUZURSUZLUK
Ara sıra öten, ne olduğunu bilmediğim kuşun sesi, bayrağı hafifçe dalgalandıran, altında oturduğum ve gölgesine sığındığım ve yine olduğunu bilmediğim ağacın yapraklarının sesiyle ahenkli biçimde sessizliğin içerisinde süzüldü. Tenime dokunan esinti, gölgenin altında bir an vücudumu diken diken yaptı. Halbuki birkaç adım öteye güneşin altında çıksaydım terlemeye başlayabilirdim. “ Müjgan ” isimli ufak tekne limana yanaştı. Emekli oldukları belli iki tıknaz yaşlı delikanlı elleri boş dönüyor gibiydiler ancak beyaz sakallarının arkasına sakladıkları gülümsemeleri bu ufak gezintiden keyif aldıklarını gösteriyordu. Önce kuşlar mı sustu yoksa salanın sesini duyduklarından dolayı saygı gösterisi olarak mı sustular bilmiyorum ancak o saatte alışkın olmadığım bir biçimde sala okunmaya başlandı. Müezzinin sesi ağlamaklı gibiydi, sesinin titremesini anlamamak imkânsızdı. Kitap okumaya devam edemedim. Tam adem elmamda bir düğüm belirdi. Müezzinin titreye...