HANGİ MEVSİMDE ÖLECEĞİZ?
Bu mevsimde ölmek ne kadar zor. Ben buradan biraz
da olsa görebiliyorum, lapa lapa kar yağıyor. Çatıların üzeri tuttu gibi,
yattığım yerden sokağı ve arabaları göremiyorum ancak büyük ihtimalle oralar da
karla dolmuştur. Kışın ortasında ölsem, beni buradan köyüme götürseler, kış
şartlarının daha çetin olduğu köyümde beni gömecek kara parçasına erişemezler
ki. Karların erimesini beklerler. Beni belki kefenimle beraber karın üzerine
koyarlar, soğuktan donarım ve kokmam. Çakallar ve kurtlar gece beni ziyaret ederler
mi bilmem. Eğer olur da etmezlerse karlar eridikten sonra beni gömmek için bir
araya gelirler. İnsanların ayakları eriyen karla beraber çamur hale gelen
toprak üzerinde bata çıka ilerler. Birisi benimle beraber çukura iner, yüzümü
kıbleye çevirir ve sonra üzerime sonsuz karanlığa kavuşturacak toprak atılmaya
başlanır.
Bu mevsimde ölmek de pek kolay değil. Ara sıra
doluya dönen şiddetli yağmurun sesini, çatıdan ve rüzgârla beraber cama
vuruşundan anlayabiliyorum. Sokağı göremiyorum ama sel götürdüğüne dair hiçbir
şüphem yok. Baharda ölsem, beni buradan köyüme götürseler, bahar aylarında
yağmurdan geçilmeyen köyümde beni gömmek için açtıkları çukur sürekli suyla
dolar ve beni gömemezler. Yağmurun dinmesini beklerler. Beni kefenimle beraber
yağmurun altında bırakırlar. Su bedenimi tekrar tekrar yıkar, ellerim buruşur,
içimdeki yangın söner, sonsuz karanlığa hazır hale gelirim. Yağmur dindikten
sonra balçık içinde homurdana homurdana yürüyen cemaat sonunda mezarlığa varır.
Birisi benimle beraber çukura iner, yüzümü kıbleye çevirir ve sonra üzerime
sonsuz karanlığa kavuşturacak toprak atılmaya başlanır.
Bu mevsimde ölmek bile pek kolay değil. Tüm camlar
açık, tül oynamıyor, güneş tüm enerjisiyle sanki bize kızmış gibi alev alev
yakıyor evleri. Yattığım yerden sokağı göremiyorum ancak büyük ihtimalle kimse
yoktur. Herkes klimalı ortamlarda veya ırmakta serinlemeye çabalıyordur. Yazın
ortasında ölsem, beni buradan köyüme götürseler, cenazeme kimse gelmez ki
sıcaktan ve nemden. Biraz serinlik çıkmasını beklerler. Beklerken de bu
mevsimde beni saklamanın en güzel yeri morgdur. Morgun beni artık daha fazla
misafir edemeyeceği ve hafif bir serinliğin geldiği bir gün ikindi namazına
müteakip cemaat oflaya oflaya, ter içerisinde mezarlığa gelirler. Birisi
benimle beraber çukura iner, yüzümü kıbleye çevirir ve sonra üzerime sonsuz
karanlığa kavuşturacak toprak atılmaya başlanır.
Merak etmeyin ama ben sizi hiç uğraştırmayacağım.
Yorumlar
Yorum Gönder