Kayıtlar

Ekim, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

HAYATIMI KURTARANLAR

Son cümlede söylemek istediğimi daha net ve ne kadar önemli olduğunu anlatabilmek için aşağıdaki satırları yazıyorum!   Üniversite ergenliği diyebileceğimiz dönemde aile şehrine 2 saat uzaklıktaki koca şehre gitmek üzere hazırlanan çantanın içerisine annem ısrarla kahvaltıdan kalan sigara böreklerini de koymak istiyordu. “Aman anne ne gerek var” demiştim her zamanki gibi. “Olsun evladım, şimdi toksun diye istemiyorsun ama “eve gidince iyi ki götürmüşüm” diyeceksin” diye karşılık vermişti. Oflaya poflaya (kalbini biraz kırdığımı hissetmiştim oflarken, “aman ne halin varsa gör o zaman” demedi, anneydi o.) çantaya koyduktan sonra otogara ve oradan da yola çıktım.    Yolculuğun ilk bir saati her zamanki gibi yolcu almak için dur kalkla geçti, alışmıştım buna. Gerçi bir gün çok param olacaktı ve bu iki şehri birbirine ekspres sefer yapan otobüslerle bağlayacaktım. Yine bu hayalimin içerisinde dolanırken otobüs gişelerden geçip otobana bağlanıyordu. Otobana bağlanmak demek, çok der

SON KALE

Bugün, son kalem olan yürüyüşe sarıldım. Zihnimde taşıdığım gereksiz yükleri atabilmenin en kolay yönteminin bu sefer işe yaramayacağını, sokağa ilk adım attığım andan itibaren anladım. Kararlı olmaya çalışan bir kaç adım daha attım. “Ayakkabılarını sürterek yürüme evladım, daha yeni aldık, hemencecik eskiteceksin.” diyen annemin sesini, “Dik yürü biraz, genç yaşında kambur olacaksın.” diye ikaz eden babamın sesini duyar gibi oldum zira kararlı olmak istesem de sabahın köründe zorla okula gönderilen bir ergen gibi ayaklarımı sürterek, sokaklarda artık göremediğimiz yoğurt satıcılarının sırığını sanki omuzlarımda taşıyormuş gibi kambur yürüyordum. Enerjik bir parçanın adımlarımı hızlandırabileceğini düşünerek ceplerimde kulaklıklarımı aradım, bulamayınca eve dönmeyi düşündüm ama adım kadar emindim ki eve gidersem tekrar dışarı çıkmazdım. Kendimi yürümeye zorlamaya devam ettim. Her seferinde kurumuş kuş pisliklerini gördüğüm, bunlar acaba günün hangi saatinde ağaca konuyorlar da burayı