Kayıtlar

Aralık, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

SİZ OLSANIZ HANGİSİNE ÜZÜLÜRDÜNÜZ?

Yaklaşık iki adım ötemde duran siluetle beraber, burunlarımız birbirine paralel ve aynı yönü gösterir şekilde kasvetli bir atmosferde, kapalı kapılar ardında, birbirimizin varlığından rahatsız bir biçimde, öylece bekliyoruz. Ara sıra konuşanlar oluyor, havada uçuşan bazı sözcükleri görüyorum, kimisi benim ağzından çıkan, önce asılı kalıyor, bakıp ne söylendiğini anlamaya çalışıyorum. Benim ağzımdan çıkan sözcükler dâhil havada asılı kalan sözcüklerden hiçbir mana çıkartamadığımı fark ediyorum. Sözcükler bana göz kırpıyor ve sonra kapalı ortamın tek oksijen kaynağı yarı açık camdan dışarı, kaçar adım uzaklaşıp gidiyorlar. Geride boşuna söylenmiş sözcükler yığını ve sözcük yığınlarının kâğıda olan izdüşümü kalıyor.   Hâlbuki gözlerimizin paralel olarak sonsuzda buluştuğu değil de, dikine, birbirine içine, derinliklerine baktığı zamanlar çok da eski değil. O günden sadece altı ay kadar önce, İstinye sahilinde, geceleri kurulan “seyyar çay bahçesi”’nde, odun ateşi ile demlenmiş, ince