Kayıtlar

Mart, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

"NEDENSİZ"

O an isteyebileceğim son şeydi parmaklarıma zarar vermek. Uzun zaman sonra her ne kadar bazıları eksik olsa da dostlarımla bir araya gelmenin bana verdiği mutluluk defalarca iş görüşmesine girip çıktıktan, tüm ümidini kaybettikten sonra hiç beklemediği bir firmadan, hayal edebileceğinden çok daha fazlasıyla işe başlayan yeni mezun bir “işletme”cinin mutluluğuna eşdeğerdi. Çünkü dostlarım, sadece sesimi duyarak, kilometrelerce öteden hangi ruh halinde olduğumu bilebilirlerdi. Çünkü dostlarım, saatle, dünyayla, yaşamakla işim olmadığı zamanlarda bana hayatın anlamını, yaşama amacını anlatırlardı. Çünkü dostlarım, karşılık beklemeden, kendilerini doğrudan bana vererek beni dinlerlerdi. Bir yığın çünküm var onlara tutkuyla bağlanmam için.   Yemek yapmayı oldum olası severim ancak buluşmanın ana yemeği mangal, mangalı ateşleyen de usta dostlarım olduğu için mutfakta salatayla uğraştım ben de. Başlarken birisi sordu “Çoban salata mı yapacaksın?” diye. Yemek yapmayı sevdiğimi söylememe

YARA BANDI

Aforizmalar peşinde hissettim kendimi yine bugün ve yazma listemde aforizmalara en uygun konuyu belirledim kendimce. Uzun süredir yazmak istediğim bir konuydu “beklenti”. İçeriği zihnimde hemen hemen tamamdı. Hayatımızın her döneminde bize mutsuzluk aşılayan bir kelimeydi beklenti. Bunun üzerine onlarca örnek oluşturdum, çocukluktan başlayarak ölene kadar bir sürü. Bunların arasından en etkileyici olanları belirledim, hangi paragrafta hangi temayı anlatacağımı da. Yalnız etkileyici bir giriş yapmam gerekiyordu ve Türk Dil Kurumu’nun sözlüğü bunun için oldukça çarpıcı olabilirdi. Google’a “beklenti” yazdım ve çıkan sayfalara baktım. Türk Dil Kurumu’nun sayfasına gelene kadar 4 sayfa daha vardı, onları inceledim ve ifade etmek istediklerimden çok daha etkileyici tespitler gördüm ve sonuç olarak beklenti ile ilgili yazmaktan vazgeçtim. Bundan sonra kendimizi gereğinden fazla önemsediğimizi düşündüm, tam olarak bu konu üzerinde yazılabilirdi. Bir kum tanesi kadar ufak olduğumuz klişes