Kayıtlar

Şubat, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

BEN MÜKEMMELİM

Birkaç yıl geçti yaşımın başına 4 rakamının gelişinden. İşten kovulup aldığım tazminatla, yaşımın başında 3 rakamın olduğu ilk yıllarda hayalini kurduğum, ancak bir türlü cesaret edip zincirlerimi kıramadığımdan dolayı gerçekleştiremediğim, Ayvalık’ta zeytin bahçesi alma hayalimi gerçekleştirdim. Üzerine de bir prefabrik ev kurdum. Belediye 25 yıllık izin verdi, olsun, o kadar yaşasam yeter zaten, miras da bırakacağım kimse olmadığına göre.   Tarladan arta kalan zamanlarda, sırt çantasını alıp yanıma gezmeye gelen gençlere öğütler veriyorum. Ben her şeyi çok biliyorum ya; “Aman gençler hayallerinizi ertelemeyin, benim yaptığım gibi huzura kavuşmak için bu yaşınızı beklemeyin –sanki kovulmak benim kararımmış da, buraya da resti çekerek gelmişim gibi-, bolca seyahat edin – sanki çok seyahat etmişim gibi, şirket beni yurtdışına göndermese pasaportun varlığından haberim olmayacaktı-, en az bir enstrüman çalın –sanki ben çok çalabiliyormuşum, yeterli sabrı göstermişim, hayalini kurd

KOLAY DEĞİL

O kadar da kolay değil. Büyüdükçe hislerden arınmam buna mani değil. Senin kokundan bir parça bulduğumda onun ciğerimin en derinlerine çekip orada saklamamam, bir an nefessiz kalmamam mümkün değil. Kendimi o kadar uyuşturmama, zihnim beni terk edip beni ruhumla yalnız bırakmasına, sıkıcı olmasına rağmen ruhumun, senin varlığının aynı gökyüzünün altında bir yerlerde olduğunu fark edip şenlenmemesi şaşırtıcı değil. Gölgende büyümek isteyen bedenimin, başka gölgelerde yaşayabilmesi olası değil. İkilemlerimin arasında kalan tek seçeneksizin sen oluşunun, acabalarımın seninle beraber kayboluşunun, adımlarımı senin adımlarınla beraber ileriye atışımın bana güven verişinin, senden başka açıklamasının olabilmesi olası değil. Çiçeklerin bu kadar renkli, termometreler eksileri gösterirken benim bu kadar sıcak, seni görmemin üzerinden yaklaşık iki saat geçmesine rağmen, bu iki saatte akrebin bedenimi sokmasının, yelkovanın saati terk edip her 5 dakikada bir yerine gelip, bu iki saati yirmi saat

MUTLULUĞU ARAMA HAKKI

“Tüm insanlar eşit yaratılmışlardır; Yaradan’ları tarafından bağışlanmış, belli bazı vazgeçilemez haklara sahiptirler; yaşam, özgürlük ve mutluluğa erişme hakları da bunların arasındadır.” Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi. 4 Temmuz 1776.   O zamanlar orta 3, şimdilerde ise 8. sınıf diyebileceğimiz seviyede ilk defa vatandaşlık dersinde duymuştum bu metni. Sınıfın inek öğrencisi ve başkanı olarak bir türlü ezberleyemediğim bu maddeyi benden hiç şüphelenmeyeceklerini düşünerek elime yazmış ancak kopya çekerken yakalanmıştım. Sonrasında öğretmenimin kulağımı çekmesi, dahası hem onun hem de veli toplantısında söylmesine istinaden ailemin güvenini yitirmek benim için çok üzücü olmuştu. Belki de bunun için bu maddeyi hiç unutamıyorum.   Ergenlikte veya gençlik çağlarımda mutluluğu aramanın pek de derdinde değildim. Bilakis mutsuzluktan beslenirdim. Çektiğim acıların bana has olduğunu düşünürdüm. Acıyla kastım ne olabilir ki zaten, doğduğum topraklardan ötürü acıya zaten alışkın olduğ

AYRILALIM

Bazen o kadar boş konuştuğumun farkındayım ki, “söyleyeceğini unutma” deyip karşımdakinin hararetle anlattığı sözleri bölebiliyorum. Karşımdaki söyleyeceğini unutmamak için zihninde sürekli devam edeceği konuşmayı şekillendiriyor ve dolayısıyla benim anlattıklarımın onun için bir manası olmuyor. Beyin süzgecine uğramadan kulaklar arasında yolculuk ettikten sonra kelimelerim gökyüzünde kayboluyor. Hele ki birisiyle telefonla konuşuyorsam değmeyin halime, karşımdakinin beni ne kadar konsantre dinlediğini düşünmeden öylesine konuşurum. Belki de partneriyle sevişecek, tek taraflı uzayan telefon görüşmesi canını sıkıyor ve nereden açtım şu kahrolası telefonu diyor içinden. (Burada kahrolası, altyazılı filmlerdeki kibarlaştırılmış bir çeviri içeriyor.) Boş boş konuştuğum günlerin birisinde dilime pelesenk olmuş bir sözcük çıkıverdi dilimden “ayrılalım”. Normalde tam bu noktada sevdiğim adam yalvar yakar olur, çabalar, ne yapar eder gönlümü alır ve devam ederdik. “Tamam” dedi ve telefonu