İNSAN DEĞİL MİSİN?

Hava kararmaya başlarken, bakındığımda benim için hiç tanıdık gelmeyen insanlar, ağaçlar, evler, arabalar el ele tutuşmuş üzerime doğru gelmeye başladı. Dudaklarının arasından bir parça ben aradım ama bulamadım, bene dair tek kelime çıkmadı. Kalakaldım olduğum yerde, nefes alış verişim git gide kesik kesik hale gelmeye başladı. Elimi göğsüme götürdüm, sen yanımdan uzaktayken oksijen bile ciğerlerime dolmak istemiyordu. Bu haldeyken beni gören dostlarımın son zamanlarda çok fazla sigara içiyorsun diyeceklerine eminim. Hâlbuki benim oksijen kaynağımın sen olduğunu, etrafında olmadığımda nefessiz kaldığımı nereden bilebilirler ki?

Biraz dinlenmeye, seni hayal etmeye ve tekrar nefes almaya çalıştım. İzlediğim bir filmi sonrasında defalarca izlediğim çokça olmuştur. Her seferinde farklı bir detay dikkatimi çeker ve kendime şaşarım buna nasıl dikkat etmemişim diye. Seni hayal edip nefes almaya çalışırken de her defasında faklı bir detay bulabiliyordum ve bu da bana yaşam kaynağı olmanın yanı sıra mutluluk kaynağı da oluyordu. Bu sefer, sol elini sakallarımın arasında dolandırırken dokunduğu her yerin yumuşacık olduğunu fark ettim. Ellerinde ne vardı ki? Gizli bir büyücü olabilir miydin acaba?  Gülümsedim, en azından tekrar yürüyebilecek kadar oksijene sahip olduğumu düşündüm.

En azından sahile kadar tek seferde deniz kenarına kadar yürüyebilecek enerjiyi toparlayabilmiştim. Birkaç yassı taş aldım yerden, paralel olarak fırlattım hızla ama olmadı. Sıçramıyordu suyun üzerinde hiç. Bir gün bana suyun üzerinde taş sektirmeyi öğretir miydin acaba? Heyecanlandım gelecekte bir gün bana taş sektirmeyi öğretirken ellerime dokunma ihtimalini düşündükçe. İçimi bir huzur kapladı, kumsala bıraktım kendimi.

Sen de bir yerlerde gökyüzüne bakıyordun ve aynı yıldıza bakıyorduk belki de. Yanımda olduğunu ve birbirimize sarılırken aynı yıldıza baktığımızı hayal ettim. Ne kadar saçma bir hayal dedim hemen kendi kendime. Sen yanımdayken ben yıldıza nasıl bakabilirdim ki, senden gözlerimi bir an olsun ayırabileceğimi düşünüyorsan haksızlık etmiş olursun bana. Sen yıldıza bakardın, ben de öylece sana. Bebeklerden korktuğum doğrudur, onlara dokunmaya kıyamam, zarar vermekten korkarım. Dediğin gibi sadece doğmamış bebeklerden veya gözlerini dünyaya daha yeni açmışlardan değildi korkum, aynı zamanda benim bebeğim olan sana da dokunmaktan korkuyordum. Yoksa sen yıldıza bakarken ellerimle yüzünü keşfetmek istemez miydim sanıyorsun?

Yıldızların bulutların arkasına saklanmadığı o akşam birisi geldi yanıma. Kumsalda yatarsanız hasta olursunuz, gece buralar serin olur dedi. Hiç tanıdık gelmeyen yüze baktım, bana bir şey olmaz dedim. Sarhoş bir münzevi olduğumu düşündüğünü hissetim.

Sen insan değil misin dedi, aşığım dedim.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İDRİS BEYİN'İN MEYHANESİ

ANLAMSIZ CÜMLELER

ÖLMEK İÇİN ERKEN