AŞK KARIN DOYURMAZ

İnanın anlatmak isteyip anlatamadığım o kadar çok şey var ki. Bir yandan gözlerimden akan yaşları silmeye çalışırken bir yandan da kendimi nasıl daha da “anlatamam” diye düşünüyorum. Ben kısa kısa birkaç anektot paylaşayım en iyisi. Bugün beni yormayın, aralarındaki bağlantıyı siz toparlayın olur mu? Ben yine anlatamayayım siz yine anlamayın.

Başka bir hikâyede sonradan uzun uzun anlatacağım bir kısım var, bu paragraf onun bir özeti olsun. Sevgilisiyle artık evlenmek isteyen, öğretmenliğe yeni adım atmış genç kız, maddi imkanı olmayan müstakbel eşine “Yeter ki aynı çatı altında yaşayabileceğimiz bir yuvamız olsun, ikinci el eşya alırız, gerekirse hiç almayız. Biz bir olalım gerisi hiç önemli değil” demişti. Bunun biraz daha detaylı kısmını ablama anlatmıştım. “Öyle bir dünya yok.” demişti bana, gerçekten de dediği gibi oldu. Kız gitti, oğlan perişan oldu, hastanelerde yattı, gözümüzün önünde eridi bitti. Yardım istediğimiz, sözde çok âşık olan kız sanki bir duvar olmuştu. Ortada bizim görebildiğimiz sorun yoktu. Kız da bize açık açık söyleyemiyordu ancak artık anlayabiliyorduk öyle bir dünyanın gerçekten olmadığını, en azından onlar için.

Bir arkadaşımla uzun bir araba yolculuğuna çıktık. Konu bir yerden sonra nedense her defasında geçmişte yaşanan acı tecrübelerden açılıyordu. Arkadaşım o kadar bilgece konuşuyordu ki, gerçekten de söylenmesi gerekenleri söylüyordu. “Yaptığımız hatalardan ders çıkartmamız gerekli. Eğer göz göre göre aynı hataları yaparsak bu ahmaklıktır. Artık 20 li yaşlarında başlarında değiliz, şurada sağlıklı ortalama bir ömür geçirsek daha ne kadar yaşayabiliriz ki? Onun için dikkatli olmamız lazım dostum, ne istediğimizi bilmek ve mantıklı olarak hareket etmemiz lazım.” O konuşurken önce içimden geçirdim, sonra dudaklarımdan döküldü sözcükler “Ben tam bir ahmağım dostum, geçmişten ders çıkartabileceğimi sanmıyorum. Bir gün aşık olacağım, kendimi bırakacağım tamamen, aklım mantığım yerinde olmayacak. Siz bana yapma diyeceksiniz, bu hiç mantıklı değil diyeceksiniz, hata ediyorsun, pişman olacaksınız diyeceksiniz ve ben aynı hatayı yapmakta ısrar edeceğim.” “Öyle olsun dostum, o zaman bir ömür boyu mutsuz kalmaya mahkum olursun, biz hep senin yanında olacağız ancak sen üzülünce biz senden daha fazla üzüleceğiz, bunu böyle bil.” Uzatmak istemedim, uzun uzun anlatabilirdim, anlatmadım. Gözlerimden birkaç damla yaş süzüldü yine, hava karanlıktı, araba kullanıyordu, bana bakmadı.

Dostlarım kadar mantıklı olmayacağım. Bir gün o da sever beni diye bana ilgi gösteren bir sevgilim olmayacak ya da kartlarımı en başta açık açık oynayıp ben şundan hoşlanırım bundan hoşlanırım demeyeceğim. Onlar belki de benden daha mutlu olacaklar ama ben belkinin diğer tarafındayım, herkes aynı yöntemle hayata tutunmaz değil mi? Âşık olacağım, aşk gözlerimi kör edecek. Benim ve dostlarımın yaşadığı hatalardan ders çıkartarak ona göre hareket etmeyeceğim. Bu sefer ben diyeceğim arkadaşımın sevgilisinin söylediklerini, belki de daha da fazlasını, arkadaşlarımın ve hayatın gerçeklerinin farkında olan ablamın tüm engellemelerine rağmen “kuru ekmek yiyelim, yeter ki yanımda ol.” Bu sözlerim fazlasıyla romantik gelecek, etkilenecek aşık olacağım kadın, etkilenecek benden. Sonra beni sorgulayacak belki o aşk bulutu dağılınca, nasıl bu kadar emin olabiliyorsun diye. Durum artık hayatları birleştirme noktasına da gelince, ben bir ömrü bu şekilde geçiremem deyip gidecek, aşk karın doyurmaz diyerek.


Aşık olup mutsuz ve yalnız geçirilecek bir ömrü, aşksız, mutlu ve yalnız olmayan bir ömre tercih ederim.

Yorumlar

  1. Bence asik olup mantigini koy sonucta kastettigin kisiler sadece mantigiyla karar veren kosiler degildir diye dusunuyorum yani duygu yoksa birsey yoktur

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

İDRİS BEYİN'İN MEYHANESİ

ANLAMSIZ CÜMLELER

ÖLMEK İÇİN ERKEN