İBADETTİ SİGARA İÇMEK

Son sigaramı ruhumda söndürdüm yine. Eskiden kolumda söndürürdüm sigaramı zihinsel acının fiziksel acıya dönüşümünü sağlayıp yaşadığımı anlayabilmek için. Onun da artık yetmediğinin farkındayım. Çaresizliğin içerisinde dolanmanın da bir faydası yok. Oturdum ben de bugün yine seni ilk gördüğüm yerde ve bir acı daha düştü yüreğime, bir kez daha yaktın içimi.

Seni ilk gördüğüm yer, son gördüğüm yer aynı zamanda. Herkesin soğuktan donduğu bir kış zamanı sigara içerken görmüştüm seni orada. Artık sigara reklamları yasak ya hani, insanlara özendirilmesi istenmiyor ya hani. Sen nasıl oldu da özendirdin beni sigara içmeye. O kadar derinlere çekiyordun ki, içerilerde bir yerlerde birisi vardı sanki ve sen onu boğmak istiyordun dumanla. Öylece tutuyordun derinliklerinde. Biraz bekledikten sonra hafifçe araladığın incecik dudaklarının arasından beliriveriyordu duman. İçene bu kadar duman çekmiş olamazdın. Bir parça da gidiyordu senden o dumanla beraber. O duman hayatını anlatıyordu senin, içinde kalanları ve içinde tutamadıklarını. Son duman bulutuyla beraber ruhun temizlenmişti sanki, o kadar keyifle söndürüyordun ki sigarayı, ruhunu tüm kirlerinden arınmış bir yoga öğrencisi edasıyla ayrılıyordun oradan. Bir ibadetti senin bu yaptığın, sigara içmen bir ibadetti açıkça.

Gözlerim seni takip etti orada bir süre daha, kalabalık içerisinde kaybolmanı öylece izledim. Elimden ne gelirdi ki, hipnotize olmuş biçimde öylece durdum. Sonra gözlerimi az önce ibadetini yaptığın yere kilitledim. Tekrar gelir miydin acaba oraya? Bir yığın insan geldi geçti oradan, onlarca sigara içildi. Hepsi de eğreti biçimde içiyordu, hiçbirinin bir amacı bir ihtiyacı yoktu. Arapça dua eden farklı dil grubuna mensup birisi ne kadar haz alabilirse ettiği duadan ancak o kadar haz alıyordu oradaki gelip geçici insanlar da.

Sonra sen geldin ya tekrar. Kimse kalmadı etrafta. Kimin haddineydi ki sen oradayken sigara içmek, insanların hepsi de bunu biliyordu sanki. Ve sen tekrar başladın ibadetine. Ben de izledim seni tekrardan öylece. Senin dinine mensup olmak istiyordum artık. Az önce yerdiğim yaptığı ibadetin anlamını bilmeden öylece ezbere ibadet yapan insanları anlıyordum artık. Sen ne yaparsan, nasıl ibadet edersen öyle ibadet etmek istiyordum. Seni taklit etmeye çalıştım ve hayatımda ilk defa sigara aldım ben de elime.

Sigara içmeye böyle başladım. Yalnızca bir kere gösterdin o güzel yüzünü bana, yalnızca bir kere önderlik ettin bana ve öylece çekip gittin.

Şunu biliyor musun, yeryüzünde bir yerlerde senin dinine ibadet eden var. Ben tekim zannediyorsun ya, kimse bana mensup olmaz diyorsun ya, ben kayıtsız şartsız mensubum sana. Ama beni neden öndersiz bırakıp gittin ki. Eskiden kolumda söndürüyordum senin ibadetinin etkisini daha iyi anlayabilmek için sigarayı. Fiziksel acıdan başka bir etkisi yoktu biliyor musun? Elbette ki biliyorsun zira lideri sensin bu dinin. Şimdilerde ise ruhumda söndürüyorum o sigarayı.

Çektiğim acıyı geçirmiyor ama be. Ben seni bir kez gördüm ya, yaşadığını biliyorum ya, nefes aldığını biliyorum ya.. Ben nefes alamıyorum ya, yaşadığımı anlayamıyorum ya.

Gelsen ne olur, içinde boğmaya çalıştığın ne varsa onu değil de beni boğsan ne olur, senin nefesine muhtacım, beni hayata üflesen ne olur.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İDRİS BEYİN'İN MEYHANESİ

ANLAMSIZ CÜMLELER

ÖLMEK İÇİN ERKEN