ÖZET GEÇİYORUM

Bugün biraz dertleşmeye ihtiyacım var dostlarım, beni biraz dinler misiniz? Bu satırları okuduğunuza göre dinliyorsunuz, çok teşekkür ederim sizlere.
 
Bunu söylemeye nedense utanıyorum ama ben âşık oldum dostlar. Bu utanılacak bir durum değil ya neyse, belki de içimdeki o “kıromanya” erkek utanmam gerektiğini söylüyordur. Geçenlerde televizyon çıkmıştı gördünüz mü dedeyi, ölen eşinin ardından nasıl da ağıtlar yakıyordu, methiyeler düzüyordu, onsuz hayatın çekilemez olduğunu anlatıyordu. Acaba o dede de eşine âşık olduğunu açıkça söyleyebiliyor muydu yoksa peşinden ağıt yakması, kör ölür badem gözlü olur sözüyle mi bağdaşıyordu? Her neyse güzeldir âşık olmak kaç yaşında olursak olalım.
 
Kaç zamandır hipnotize olmuş biçimde onun en sevdiği şarkıyı dinliyorum. Aslına bakarsanız en sevdiği şarkının o olmadığından eminim ama sevdiğini biliyorum ya en azından, onun sevdiği şarkıların hepsi benim için onun en sevdiği şarkıdır. Dinliyorum işte ne bileyim, sanki notalar arasında birbirimiz arasında bir bağ olacak, ben burada bağıra çağıra o şarkıyı söylerken onun da beni duyacağını zannediyorum. Sevgili dostlar, kafayı yemedim merak etmeyin, böyle bir ihtimalin olmadığını ben de biliyorum ama ne yaparsınız işte, hiç mi hayal kurmayalım, hiç mi mutlu rüyalar görmeyelim.
 
Gözlerim açık hayallere dalıyorum onunla ilgili, yanıma geliyor, biliyor ona ne kadar âşık olduğumu, elimi tutuyor, yürümeye başlıyoruz. Eli ne kadar da sıcak, gülümsemesinin sıcaklığını elimde hissedebiliyorum. Sonsuzluğa yürüyoruz onunla beraber, etrafta ne bir ağaç var ne bir yol, her yan bembeyaz. Bu hiçlik, aslında sadece onluk, çok hoşuma gidiyor. Ne kuş sesleri ne de ağacın yapraklarının hışırtısı onun nefes alış veriş seslerinin bana gelmesini engelliyor.
 
Aman İskender, bu kadar âşık olduysan neden gidip konuşmuyorsun dediğinizi duyar gibiyim. Konuşamıyorum işte ne bileyim, onunla ilgili hayal kurması bile çok heyecanlı geliyor ve ona bir gün dokunabilme arzusuyla her güne şevkle başlıyorum. Bana derse ki git başımdan, ben güne nasıl heyecanla başlayabilirim ki?
 
Konuşsam beni dinler mi ondan da emin değilim. Hani olur ya arada birisinden hoşlanırsınız, benim de oluyor doğal olarak öyle hoşlandıklarım ve nedense konuşmaya çekiniyor, susuyorum. Bir de şimdi âşık olduğumu düşünün, ne yaparım ki ben, nasıl konuşurum.
 
İçimi bile dökemediğimin farkındasınız değil mi? Bunca satırı keşke okumasaydım dediğinizi de biliyorum.
 
Özet geçiyorum; aşığım…

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İDRİS BEYİN'İN MEYHANESİ

ANLAMSIZ CÜMLELER

ÖLMEK İÇİN ERKEN