YANIK

Baktığım yerde seni görememenin ne demek olduğunu anlayabilmeni, kat kat kesilmiş, en uzunlarının göstermekten keyif aldığın omuzlarının üzerine gıdıklar gibi dokunduğu kumral saçlarına dokunabilmeyi ne kadar istediğimi, başkasında olsa ne eğreti duracak ama senin keskin köşeli, gayet ciddi, bununla birlikte gülümsediğinde ciddiyetinle beraber yağlarımı eriten gülümsemene sahip dudaklarının üzerindeki hafif kemerli burnundan çıkan sigara dumanını içime çekmeye çalıştığımı, sadece nemlendirici kullandığın ki zaten senin dudaklarına uygun bir ruj rengi bulunduğunu düşünmüyorum, dudaklarının arasında çıkan her harfi durabilmek için hayatta sadece sen varmışsın gibi can kulağıyla seni dinlediğimi bilmeni ne kadar da çok isterdim.

Nereden bilebilirsin ki, tüm renklerden daha manidar siyah gözlerinin içerisine bakmaktan ateşle tanışan çocuk gibi korktuğumu. Bana doğru dönük olduğun her sefer sana bakmak istedim ama dönemedim, sana yakın olan sol tarafım yandı, o zaman anladım ben de ateşin ne demek olduğunu.
Nereden bilebilirsin ki, saçlarının gönlünden gönlüme bir yol olduğunu. Her saç telininin benim için ne kadar kıymetli olduğunu, oturduğun sandalyenden kalkarken bana sinyal eder gibi süzülen bir sac telini aldığımı ve şu an onu evimde sakladığımı.

Nereden bilebilirsin ki, kitapların ne kadar da gerçek olduğunu, Orhan Pamuk’un Masumiyet Müzesi kitabında geçtiği gibi, okuduğum zaman bana ütopik gelen ancak şu an ne kadar da aptalmışım dedirtecek şekilde bir kenara söndürdüğün sigara izmaritine değen dudaklarını hayal ederek, derinlerimde hissederek sana çaktırmadan aldığım izmarite bakarak seni düşündüğümü.

Dudaklarına değen izmariti dudaklarımın arasına aldım, sana ait olan bir parçaya dokunmak, dudaklarımın arasına almak ne kadar da güzeldi. Yaktım, ruhunun ruhumu yakması gibi, sonra yanan izmariti kolumda söndürdüm, bedeninin, bedenimi yakması gibi.



      

Yorumlar

  1. Senin yazılarının özelliği, son başa doğru da okunabilir olması. Güzel bir tarz farketmemiş olduğuna eminim :)

    Füsun bir gün ortadan kayboldu. Kemal ona dair ne varsa toplayama başladı. Kopan saç teli, sönmüş sigara ızmariti,yenmiş dondurma külahı... Sen neleri biriktirdin acını bir kez olsun dindirebilmek için.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

İDRİS BEYİN'İN MEYHANESİ

ANLAMSIZ CÜMLELER

ÖLMEK İÇİN ERKEN